ANASAYFA

FORUM

UNUTULMAYANLAR

ZİYARETCİLER

AİLE

SERBEST KÜRSÜ

MEZHEP

İSLAMİ KONULAR

KLİP / MUZİK

RESİMLER


   
  FECR - Kur`an iklimine özlem..
  İğne orucu bozar mı?
 

İğne orucu bozar mı?

Hayır! İğne vurulması, aşı yapılması orucu bozmaz. Orucun bozulması için yemek içmek ve cinsel ilişkide bulunmak gerekir. İğneden bunların uzaktan yakından alakası yoktur. Şunu da belirtelim ki; İğnelerin çeşitleri vardır. Örnek olarak, bağımlı birinin zaten kullanılması haram olan uyuşturucu iğneyi kullanması orucunu da bozacaktır. Yine oruç ibadetinin tutulma gayelerinden birini ortadan kaldıracak herhangi bir iğneyi vurdurmakta orucu bozar. Örnek olarak açlığı giderici serum kullanmak orucu bozacaktır. Bunun dışında hangi iğne olursa olsun asla orucu bozmaz. Bu konuda antibiyotikli iğnelerle, vitamin iğneleri arasında da hiçbir fark yoktur. Çünkü, vitamin iğnelerinin açlığı ortadan kaldırmadığı herkesçe bilinen bir durumdur. Bazı ilim adamlarının, bu gerçekleri bir kenara koyup iğne yaptırmak zorunda olan mükellefe oruç tutmamak veya da iğnelerini iftarda ve sahurda vurdurmak gibi iki saçma öneride bulunması çok yanlıştır. Mükellefi sahurda iğne vuracak iğneci aratmaya kimsenin hakkı yoktur. 

 

Makattan veya vajinadan fitil kullanmak orucu bozar mı?

Hayır bozmaz.

 

Deri üzerine sürülen ve deri tarafından emilen merhemler orucu bozar mı?

Hayır! Bozmaz. Böyle bir merhem açlık ve susuzluğu götürmediği müddetçe orucu bozmaz.

 

Adet gören kadın oruç tutabilir mi?

Evet! Adet gören kadın isterse oruç tutar, isterse tutmaz. Çünkü, Kur’an-ı Kerim Bakara suresinin 222. ayetinde Adet halinin kadın için bir eza hali olduğunu belirtmiştir. Bu hastalık hali demektir. Hasta olan kişilerde kendi durumlarına göre dilerse oruç tutar dilerse tutmazlar. Kur’an-ı Kerim onların tutamadığı oruçlarını daha sonra tutmaları gerektiğinden bahsetmiştir. [1]  Hz Aişe’den gelen rivayette orucun kaza edildiğini göstermektedir. Sonuç olarak dileyen bu ruhsatı kullanır, dileyen kullanmaz. Ama hiçbir zaman adetli kadının oruç tutması haramdır denilemez. 

 

Gece içki içen kişi, gündüzünde oruç tutabilir mi?

Evet! Tutabilir.Çünkü oruç ibadetinin olabilmesi için imsak vaktinden iftar vaktine kadar yeme, içme ve cinsi münasebetten uzak durmak yeterlidir. Kişi bunu yaptığında oruç tutmuş olur. İçki içmekse Allah’ın yasaklamış olduğu kötü amellerden biridir. Bunu içen kişi yapmış olduğu kötü işin hesabını Allah’a verecektir. Ama o kötü ameli işliyor diye orucunun kabul olmaması düşünülemez.

 

Yolculuk yapan biri orucunu yiyebilir mi?

Evet yiyebilir. Kendisine meşakkat vereceğini düşündüğü anda isterse yolculuktan önce oruç tutmaz, isterse de yolculuk esnasında zorlandığında orucunu bozar. Bu islamın kolaylık prensiplerinden bir tanesidir.

 

Mastürbasyon yapmak orucu bozar mı?

Evet! Bozar. Çünkü mastürbasyon yapmakla kişi nefsin isteklerine boyun eğmiş olur. Mastürbasyonun hükmü, cinsel ilişkiye kıyas edilerek verilmiştir. Bu kadın içinde erkek içinde aynıdır. Kadının vibratör veya vibromasaj aleti kullanarak zevk alması da aynı şekilde orucu bozar. 

 

Diş çektirmek orucu bozar mı?

Hayır bozmaz. Yeter ki boğazına herhangi bir şey kaçmasın.

 

Serinlemek veya başka bir sebeple duş almak orucu bozar mı?

Hayır bozmaz.

 

Abdest alırken veya guslederken boğaza kaçan az miktarda su orucu bozar mı?

Hayır bozmaz. Çünkü bunda hiçbir kasıt yoktur. Hem zaten çok az miktardaki o su susuzluğu da gidermemektedir.

 

Ağızdaki yemek artıkları orucu bozar mı?

Hayır! Bozmaz. Bu yemek artığı mercimek kadar, nohut kadar…vb saçmalıklara gerek yok. Ağızda kalan hiçbir yemek artığı orucu bozmaz. Çünkü, onun mideye gitmesinde ne kasıt var. Nede doyma hissini tatmin var. Bize göre akıllı Müslüman bunlarla uğraşmaz.

 

Sigara içmek orucu bozar mı?

Evet! Bozar. Çünkü bilindiği gibi sigara içmek, bir çeşit bağımlılıktır. Ve bu bağımlılık kişinin bazen nefsi isteklerine boyun eğmesine yol açar. Bu yüzden oruç tutan ve sigara için bir mükellefin nefsine; yemek içmeyi bırakmaktan daha çok sigara içmemek zor gelir. Bu yüzden sigara içmek orucu bozar. 

 

Nefes açıcı inhaler kullanmak orucu bozar mı?

Hayır! Bozmaz. Çünkü bu orucu bozan şeylerin hiçbirisiyle kıyaslanamaz. Bunu kullanmakla kişi hiçbir zaman nefsinin isteklerine boyun eğmez. Zaten bu kişinin açlığını veya susuzluğunu da gidermez.

 

Göze, kulağa ve buruna damlatılan damlaları kullanmak orucu bozar mı?

Hayır! Bozmaz. Gelenekçi anlayışı savunan alimler bu konuda ihtilaf etmişlerdir. Ama bunların açlığı, susuzluğu veya cinsel tatminsizliği gidermediği ve nefsin isteklerini yerine getirmeye de yol açmadığı için kullanılmasında hiçbir sakınca yoktur.

 

Erotik bir filme bakmak orucu bozar mı?

Hayır! Bozmaz. Orucu bozan şeylerden biri olan cinsel ilişki veya mastürbasyon olmadığı müddetçe oruç bozulmaz. Yine, erken boşalma sorunu olan ve bu gibi filmlere sadece bakmakla boşalabilen kişilerin, bu filmlere bakmasıyla oruç bozulur. Ancak şunu da belirtelim ki, bir Müslüman bu tip davranışlardan uzak durması gerekir. Özellikle de oruçlu kişinin bu gibi davranışlardan şiddetle kaçması gerekir.

 

Yemeğin tadına bakmak orucu bozar mı?

Hayır! Bozmaz. Çünkü bunda zaruret vardır. Yemeğin tadı boğazdan geçmemiştir. Kişi de zaten bunu yapmakla nefsine yenik düşmüş olmaz. Tadına bakmakla açlık ve susuzlukta giderilmez.

 

Evine yoğurt gibi bir gıda maddesi götürmeye çalışan bir tüketici malın kalitesini anlamak için tadına baksa oruç bozulur mu?

Hayır! Bozmaz. Bunu yapmadığı takdirde aldatılacağını düşünerek bu gibi gıda maddelerinin tadına bakılmasının sakıncası yoktur. Ancak yutulmamalıdır.

 

 

Mükellef olmayan küçük çocukların oruç tutmaları gerekir mi?

Hayır! Gerekmez. Ama ailesi çocuğun dini duygularını güçlendirebilmek için ona zorlanmaması kaydıyla oruca alıştırabilir ve oruç tutturabilir. Bu o çocuğun oruçla mükellef olduğundan değil, çocuktaki dini duygu ve düşüncenin sağlıklı olarak gelişebilmesi içindir. Tekrar edelim; zayıf ve güçsüz çocukları ibadete alıştıracağız diye işkence yaparmış gibi aç bırakmakta doğru değildir.

 

Ramazan hilalini görmeden, takvime göre tutulan oruç geçerli midir?

Elbette, zaten günümüzde insanların nerdeyse %100 e yakını hilali görmeden oruç tutmakta ve güneşin battığını görmeden de iftar etmektedir. Bunda hiçbir sakınca yoktur. Kişi kendi toplumuyla beraber, takvime bakarak oruca başlar ve takvime bakarak orucunu bitirir.  Peygamber döneminde sizden her kim o aya erişirse ayetinin uygulaması için hilale bakılmıştır. Şimdi Ramazan ayının girişini tespit için hilale bakmaya gerek yok. Ayın hareketlerini çok iyi takip eden ilim adamlarının görüşlerine uymak  sünnete uymak demektir. İlla da ben hilal gözetleyeceğim demek ise, sünnetin ruhuna aykırı davranmaktır. Sünnete fıkhi ve içtihadi yaklaşmak yerine şekli yaklaşan bu kardeşlerimizi bilgilendirebilmek için çalışmalıyız. Ancak onlar hilale göre tutmayı yeğlerlerse, kendi tercihleridir, bu yüzden onlara karışamayız. Esasen rahatsızlık, laik bir devletin kurumu olan diyanete duyulan güvensizlikten kaynaklanmış olabilir. Tabi bunda İslam ülkelerinin liderliğini yapabileceğini sanan bazı devletlerin sinsi girişimlerini ve bu devletlerden hilal gördüğü için maddi mükafat alan kişileri de hesaba katmak gerek…

 

ARAŞTIRMAMIZIN SONUCU

 

Bizim önerdiğimiz Kur’an merkezli İslam anlayışında hiç çelişki yoktur. Bu anlayışı dağdaki çobanda kentteki doktorda rahatlıkla anlar. İşçi-patron, memur-amir, kadın-erkek, genç-yaşlı, ilimli-ilimsiz herkes yukarda açıklamış olduğumuz ayetlerdeki hükümleri anlar ve orucunu tutar. Gelenekçi anlayış ise bunun tam tersinedir. Bu anlayışın temeli peygambere ait olduğuna inanılan çelişkili hadis rivayetleri üzerine kurulmuştur. Daha sonra bu çelişkili rivayetler esas alınarak yapılan içtihatlarda işi daha da çok çözülemez hale sokmuştur. Bu yüzden gelenekçi anlayış hurafeler üzerine kurulu olan çelişkilerle dolu bir takım yorumlardan ibarettir. Bu yorumları halkın anlayabilmesinin imkanı yoktur. Bu anlayışa göre dini sadece müçtehitler anlayacak diğerleri de onları taklit edecektir. Biz ise bu tip bir anlayışın, Kur’an’a rağmen Müslümanlara yüzyıllardan beri dayatılmış olduğunu iddia ediyor ve bu anlayışların Müslümanları bilgisiz bıraktığına inanıyoruz.

Peygamberden tam 150-200 sene sonra ravilerin peygambere isnad ettikleri hadisler, hiçbir zaman bu dinin kaynağı olamazlar. Dinin değişmez olan tek kaynağı Kur’an-ı Kerim’dir. Diğerleri ki -bunların başında hadisler gelmektedir- Kur’an ayetlerini te’kid eden ferdi rivayetler olarak veya da Kur’an ayetlerini açıklayan ameli tevatür  olarak nakledilirlerse, Kur’an merkezli hadisler olduğu için bunlardan faydalanılır. Kur’an’ın belirleyici, vasıflarını açıkladığımız hadislerin tamamlayıcı olduğu Kur’an merkezli Sünnet anlayışı Müslümanlar için uyulması gereken bir anlayıştır.

 

BU YAZI, MÜSLÜMANLARIN HURAFELERİ BIRAKMASINI VE KUR’AN’A SIMSIKI YAPIŞMASINI SAĞLAMAK İÇİN YAZILMIŞTIR.





[1] -Bakara suresi 185. ayet

 
  Bugün 12 ziyaretçi bizimle..  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden