Tecelli, gözükmek, ortaya çıkmak anlamınadır. Allah'ın tecelli etmesi de Allah'ın gözükmesi veya gücünün ortaya çıkması anlamında kullanılır.
ŞEYH EFENDİ - (Kendi alnını göstererek) Şeyhlerin alnı bir aynadır. Orada Cenab-ı Hak tecelli eder.
BAYINDIR - Allah Teâlâ bir insanda nasıl tecelli eder, nasıl gözükür? Bunun delili nedir?
ŞEYH EFENDİ - Delili şudur: Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Musa, tayin ettiğimiz vakitte (Tûr-i Sînâ’ya) gelip de Rabbi onunla konuşunca «Rabbim, bana kendini göster, seni göreyim.» dedi. (Rabbi) «Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer yerinde durabilirse sen de beni göreceksin.» buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince dağı paramparça etti. Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki; Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim ve ben inananların ilkiyim.” (Araf 7/143)
Allah bir dağda tecelli ettiğine göre bir insanda tecelli edemez mi?
BAYINDIR - Allah dağa tecelli ettiği zaman dağ parçalandı, Hz. Musa da baygın düştü.
ŞEYH EFENDİ - İşte şeyh dağ yerinde, mürit de Musa aleyhisselâm makamındadır.
BAYINDIR - Bu ne biçim delil getirme, ne biçim bir kıyastır? Allah Teâlâ dağda tecelli etmedi ki, dağa tecelli etti. Yani dağda gözükmedi, dağa gözüktü. Allah’ın insana tecelli etmeyeceği, yani bu dünyada bir insana gözükmeyeceği yukarıdaki âyette açıkça belirtilmiştir.
Ayete aykırı olmasına rağmen farz edelim ki, sizin dediğiniz doğrudur ve Allah dağa tecelli etmemiştir de dağda tecelli etmiştir. Siz kendinizi dağa nasıl kıyaslarsınız? İnsan dağa benzer mi? Böyle kıyaslara kıyas maâl fârık, yani ilgisiz şeyleri birbirine benzetmek denir. İnsanla dağ arasında nasıl bir benzerlik buluyorsunuz ki, bir âyetin dağ ile ilgili hükmünü insana taşıyorsunuz.
Bir an için benzetmenin doğru olduğunu kabul etsek bile varılacak hüküm, böyle bir tecelliden sonra şeyhin parçalanıp yok olması olmaz mı? Çünkü Allah’ın tecellisinden sonra dağ paramparça olmuştur. Ama böyle olmuyor, şeyhin alnı bu tecelli ile Allah’ın aynası durumuna geliyor ve herkes şeyhin alnında Allah’ı görmeye başlıyor.
ŞEYH EFENDİ - Allah şeyhleri korur. Allah’ın gücü buna yetmez mi?
BAYINDIR - Allah’ın gücünün yetmediği ne var ki; ama biz Allah’ın gücünden ve kudretinden değil, ayetin hükmünden bahsediyoruz. Sonra Allah'ın şeyhi koruyacağını nereden çıkarıyorsunuz?
Ayrıca Allah'ın dağa tecelli etmesi özel bir olaydır, bunun kıyaslanacağı bir şey yoktur. Çünkü olağan dışı bir olaya benzetme yapılarak bir hükme varılamaz.
Şeyhin dağa, Hz. Musa’nın da müride benzetilmesine gelince; doğrusu bunu hangi mantıkla yaptığınızı anlamak mümkün değildir. Şeyhi Hz. Musa’ya benzetmek isteseniz bunun bir yolu olur. Çünkü insan olma bakımından ortak yönleri vardır. Dağ ile şeyhin neyi birbirine benziyor?
MÜRİT- Tecelli meselesini niye yanlış değerlendiriyorsun? Bu, Şeyh Efendinin bütün davranışlarıyla müritlerine örnek hale gelmesinden başka bir şey değildir.
BAYINDIR - Yani Allah’ın şeyhin bedenine girdiğini mi söylemek istiyorsunuz?
MÜRİT- Hayır, asla öyle demiyorum. Şeyhin müritlerine örnek olmasından bahsediyorum.
BAYINDIR - Örnek olması için Allah’ın şeyhin alnında gözükmesi mi gerekiyor?
ŞEYH EFENDİ- Şeyhin iki gözünün arası feyiz kaynağıdır. Rabıta yaparken iki gözün arasında olan hayal hazinesi ile mürşidin ruhaniyetinin yüzüne hatta iki gözünün arasına bakılır.
BAYINDIR- Tamam, işin sırrı şimdi çözüldü. Şeyhin alnında Allah Teâlâ'nın tecelli etmesine neden ihtiyaç duyduğunuzu şimdi anladım. Bir yanlış sizi bir başka yanlışa zorluyor.
Rabıta diye bir şey uydurdunuz ya, onun kabul edilebilmesi için bu defa da Allah'ın şeyhin alnında tecelli ettiğini uydurmanız gerekli oldu.
Çünkü mürit rabıta yaparken şeyhinin ruhaniyetini hayal ediyor, onun iki gözünün arasına, yani alnının ortasına baktığını düşünüyor. Size göre orası feyiz kaynağıdır. Sonra şeyhine karşı kendini son derece alçaltarak ona yalvarıyor, onu Allah ile kendi arasında vesile kılıyor..
İşte burada şeyhin alnının bir ayna sayılmasına ve orada Allah'ın gözükmesine ihtiyaç duyuyorsunuz. Yoksa müritleri nasıl inandırırsınız.
Bazı tasavvuf kitaplarında daha ileri gidilerek Allah‘ın isimlerinin ve sıfatlarının şeyhte gözüktüğü ifade edilmektedir. Bu nasıl kabul edilebilir? Bu durum sizde de var, siz de aynı iddiaları tekrarlayıp duruyorsunuz. Ama, bu çirkinliği daha fazla uzatmak istemiyorum.