İMÂMİYYE ŞİASI (İsnâaşeriyye) ON İKİ İMAM MEZHEBİ
Bugün İran’da yaygın olarak bulunan bu mezhebe “Câferiyye” mezhebi de denmektedir.
Bunlar on iki masum imam kabul ettiklerinden dolayı, isnâaşeriyye, yani on ikiciler; imamlara inanmayı imanın şartlarından biri olarak gördüklerinden “İmâmiyye”; hem itikad hem de ibadet ve muâmelâtta İmam Câfer es-Sadık’ın görüşlerine dayandıklarından “Câferiyye” de denmiştir.
Bunlarında islam anlayışlarının esasını diğer Sünni mezheplerde oldugu gibi, tek başına Kur’an değil, Kur’an ve Onunla birlikte rivayetler teşkil etmektedir. Bir Sünni mezhep olmalarına rağmen diğer Sünni mezheplerden ayrı olmalarının nedeni, hadis kaynaklarıyla ilgilidir. Zira bunlar, Kütüb-i Sitte’yi kabul etmeyip, kendilerine ait “Kütüb-i Erbaa” denen dört hadis kitapları ile Nehc’ül-Belâga isimli kitapları bulunmaktadır. Hadis külliyatlarının ayrı olmasını temel fark olarak görmemin nedeni, gerek imamet anlayıslarındaki farklılıklar olsun, gerekse diğer bazı farklılıklar olsun dayanağını hadis külliyatlarının değişik kaynaklı olmasından almaktadırlar.
I- HADİS KAYNAKLARI
Şia’i İmamiyye, tıpkı Ehlisünnet gibi, hadislerin geçerli olup olmaması konusunda o hadisin isnat ettigi yani dayandığı ravi zincirini esas almakta, fakat Ehlisünnet farklı olarak, kendilerince kabul edilen hadislerin Ehl-i Beytin, cedlerinden rivâyet edilmiş olduklarını iddia etmektedirler. Yani, kendilerince bir hadisin kabul görmesi için o hadis senedinin, örnegin: Sâdık, Bâkır’dan, o, babası Zeyn’ül- Abidin Ali’den, o, babası Huseyn-i Sıbt’tan, o babası Emir’ül-Mü’minin’den, o da Hazret-i Resûlullah’dan (Sallâllahu aleyhi vesellem) rivâyet ederse kabûl ederler.
Böylece Ehlisünnetin, sahabe yoluyla gelen hadislere uyma iddiasına karşılık, imâmiyye, Ehlibeyt imamları yoluyla gelen hadislere uyduklarını iddia etmektedirler. Dikkat edilirse her iki tarafta da, temelde sistem aynı olup, hadisin kabulüne esas Kur’an ölçüsü olmayıp, hadisin dayandığı senettir.
Ehlisünnetteki altı hadis imamı ve bu imamlara ait Kütüb-i Sitte denen altı hadis külliyatına karşılık, Şia’i imamiyye mezhebinde üç hadis imamı ve bu imamlara ait Kütüb-i Erbaa denen dört hadis kitabı külliyatı vardır. Şöyle ki:
1. Ebû Ca’fer Muhammed b. Ya’kuub-i Küleydi ye ait “el-Kâfi fi ilmi’d-Din” veya “Kafi” isimli hadis kitabında 16199 hadis bulunmaktadır. Kitabını Usûl ve Fürû’a dair iki bölüme ayırmıştır.
I-VII. Bâbına el- Usûl mine’l-Kafi;
VIII-XXX. Bâblarına da el- Fûrû’mine’l-Kafi denir.
Ehlisünnette Buhari ne ise İmamiyye de de Küleyni odur. İddia ettiklerine göre Gaybet-i Sugra zamanında yani Mehdinin küçük gizlenme döneminde Küleyni’nin “Kafi” isimli eseri, Mehdiyle irtibatta olduklarını iddia ettikleri dört sefir tarafından Mehdiye arz edilmiş ve Mehdi’nin bu Kitab için << Kâfi, Şiamıza kafidir>> dedigini rivayet etmişlerdir. Bundan da çok önemli bir husus ortaya çıkmaktadır.
Öyle ki, Mehdi tarafından onaylanmış ve içerdiği hadis senetleri Ehlibeyt’e dayalı olan “Kafi” adlı hadis külliyatının her hadisi, kendisini imamiyye mezhebine mensup gören herkesi kesin olarak bağlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Her ne surette olursa olsun bu hadislere aykırı söz söyleyen kimse, kendisini imamiyye mezhebinin bir ferdi olarak saysa dahi, tam anlamıyla imamiyye mezhebinin bir ferdi olmayıp, söylemiş oldugu aykırı söz yalnız kendisini bağlamakta olup, bu sözüyle imamiyye mezhebinin dışına çıkmışolur. Yani
eleştiri yapanın eleştirisi yalnız kendisini baglar, Mehdinin onayladıgı hadisleri eleştirmekle de imamiyye mezhebinin dışına çıkmış olur.
2. Ebû - Ca’fer Muhammed b. Ali b. Huseyn b. Mûsâ b. Babeveyh’il - Kum un
<<Men Lâ Yahzuruh’ul - Fakıyh>> adlı eserinde 9044 hadis mevcuttur. “İbn’ Babeveyh”
“Şeyh Sadûk” lakaplarıyla da anılan Ebû - Ca’fer Muhammed b. Ali’ye « Ebû - Ca’fer-i Sâni » de denir. Şeyh Müfid’in üstadıdır. Men Lâ Yahzuruh’ul - Fakıyh isimli hadis külliyatı imamiyye’nin hadise dâir ikinci ana kaynağını teşkil eder.
3. Ebû - Ca’fer Muhammed b. Hasan b. Aliyy-i Tûsi (Vefat 460/1068) nin ustaları. Bagdat da ders almış olduğu Şeyh el-Mufid ve Şerif el-Murtazâ’dır. Böylece Şeyh Sadûk’un eğitmis olduğu şeyh Müfid tarafından eğitilmekle, eğitim yönünden İmâmiyyenin ikinci hadis imamı Şeyh Sadukla bağlantısı açıktır. <<Şeyh’ut - Taife, Şeyh’ul - İmamiyye>> ve << Şeyh Tûsi>> diye anılan Muhammed b. Hasan’a <<Ebû Ca’fer’i Salis>> de denir. Hadis konusunda iki eser yazmış olup, bunlar 13059 hadis ihtiva eden <<Tehzib’ül - Ahkam>> ile 5511 hadis ihtiva eden <<El - İstibsâru fi Ma’htelefe fihi mine’l - Ahbar>> isimli eserdir. Bu iki eser İmâmiyyenin üçüncü ve dördüncü hadis külliyatını teşkil etmektedirler.
Bu dört hadis külliyatından başka Şerif er-Radi (406/1016) tarafından yazılmış olan, ve Ali b. Ebi - Talibe isnad edilen hutbeleri, sözleri, ögütleri, vasiyetleri, mektupları ve vecizeleri içeren << Nehc’ül-Belâga >> isimli kitapta yine İmâmiyyenin temel kaynaklarından biridir.
Şunu da belirteyim ki, nasıl peygamber adına hadisler uydurulmuşsa, İmamiyye tarafından Ehlibeyt olarak tanımlanan, aslında peygamberin Ehli olan kimseler adına da hadisler ve sözler uydurulmuş olduğu hususunun da dikkate alınması gerekir. Bu itibarla uydurulmuş olan sözler, peygamberin Ehlini değil, uydurmuş olan kimseleri bağlar. İmamiyye kaynaklarından örnekler verdiğimde bu hususun böylece dikkate alınması gerekir.