KONU: 6 Öpme orucu bozar mı?
Bu konudaki hadisler
Öpmek orucu bozmaz.
Ümmü Seleme ve Hz Aişe “Resullah oruçlu olduğu halde hanımlarından birini öperdi ”
Cabir İbn-i Abdullah Hz Ömer’in oruçlu olarak hanımını öpmüş olduğunu bunu peygambere anlattığında peygamberde bunda beis yok dediğini rivayet etmiştir.
Öpmek orucu bozar.
Nafi, Abdullah İbn-i Ömer’in oruçluyu öpme ve mübaşeretten men ettiğini haber vermiştir.”
Bu konuda alimlerin ihtilafları
Bu konudaki çelişkili rivayetlerden dolayı alimler ihtilaf etmişlerdir.
Hz Aişe’ ve Ümmü Seleme’den gelen rivayet öpmenin caiz olduğunu açıkça ortaya koyarken, Hz Aişe’den gelen bir başka rivayet, Resullah’ın nefsine herkesten daha hakim olduğu belirtilmiş ve Ebu Hureyre rivayetiyle de cevazın gençlere değil de yaşlıya verildiği açıklanmıştır. Bu yüzden bir bakıma öpme ruhsatı gençlere değil yaşlılaradır. Bu girişten sonra alimlerin farklı değerlendirmelerine bakabiliriz.
Bazı alimler, şehveti harekete geçen yaşlı genç herkesin öpmesi haram demişlerdir. Bu düşüncede olan, Said İbn-i Müseyyeb ve İbni Mesud gibi bazı sahabeler öpenin orucunun bozulacağını ve orucunu gününe gün kaza etmesi gerekeceğini belirtmişlerdir.
Bazı alimler öpmeye mekruh, bazıları da sadece gence mekruh demişlerdir.
Bazıları da nafile oruçta mübah, nafile olmayanda değil demişler.
İmam Tahavi öpmenin orucu bozacağı hususunda 9 rivayet olduğunu, bozmayacağına dair ise 40 a yakın rivayet olduğunu açıklamıştır. Birde bu konuda mezhep ihtilafları var. Biz bu ihtilafları burada vermiyoruz.
Burada yeri gelmişken şu kanaatimi de belirteyim. Bazı konularda aynı mezhebin aynı usulünü takip eden mezhepte müçtehit alimlerin birbiri arasındaki ihtilaflar ve mutlak müçtehit olarak ifade ettikleri imamlarıyla aralarındaki ihtilaf diğer mezheplerle ihtilaflarından daha da fazladır. Hiçbir gereği olmayan farazi konularda, problem üretip çözüm arayan, ararken de yeni yeni aşılamaz problemler üreten alimlerin bu ihtilafları, ümmeti Allah’ın kitabından uzaklaştırmıştır. Bize düşen bu ihtilaflara bulaşmadan kitaba yani Kur’an’a sarılmaktır.
SONUÇ
Hayır! Hangi çeşit olursa olsun öpme ile oruç bozulmaz.
Sadece öpmenin dozu iyi ayarlanamadığı takdirde, öpmelerin sonucunda cinsel ilişki aşamasına geçileceği ihtimali yüksekse, o takdirde öpme orucu bozmamakla birlikte hoş bir şey olmaz. Artık iş bu safhaya geldiğinde öpmelere son vermek gerekir. Aksi takdirde durulmazda cinsel ilişki olur veya sadece erkekten meni gelirse oruç bozulmuş olur. (Mezi gelirse bozulmaz) Böyle olduğu takdirde daha sonra bir gün olarak oruç kaza edilmelidir. (Bize göre öpmeler sırasında eşlerin ağzından birbirine geçebilecek olan tükürük de orucu bozmaz. Çünkü, bu oruç ibadetini bozan yeme içmeyi sağlayan bir şey değildir. )
Bize göre bu konudaki rivayetlere itibar edilemez. Bu rivayetlerde, aynı konu onlarca farklı rivayetlerle aktarılabilmektedir. Hemen hemen her rivayetinde delili var. Her rivayetteki ravide genellikle bir sahabe, ama dediğimiz gibi rivayetler farklı, yani peygamberin çelişkili ifadeler kullandığı söylenmeye çalışılıyor. Bize göre bu mümkün değil, öpme gibi doğal bir olayın, oruç gibi bir ibadete zarar vereceği veya vermeyeceği bizce peygamber döneminin sorunu değil… Öpme orucu bozsa, tam zıddı 40 tane rivayet var. Bu rivayetleri kimler aktarıyor. Eğer öpme orucu bozmuyorsa, bozduğuna dair 9 tane rivayeti kimler bizlere aktarıyor? Bunları iyi düşünmek lazım… Böyle bir konuda çelişkili rivayetler olması, o dönemin bize sağlıklı aktarılamadığının delilidir. Böyle ameli bir konuyu aktaramayanların sözlü rivayetleri sağlıklı aktarabilmesi nerdeyse imkansızdır. İşte bu yüzden bu hadisler dinde belirleyici delil olamazlar. Onlara itimat edip şu helaldir, şu haramdır denilip Allah’ın sınırlarını aşmak doğru değildir. Bu kişinin şirke bulaşmasına kadar giden tehlikeli bir anlayış demektir. Muvahhid Müslümanlar tevhid inancının gereğini yapmak zorundadırlar. Çevremdeki bilinçsiz vatandaşlar bana kızar diye bir ilim ehlinin bildiğini gizlemesi Şirku’l Ağraz hastalığının belirtilerindendir. Müslüman aydınlar, aydınlatacağı mükellefleri karanlıklar içinde bırakarak makam ve mevki koruma sevdasına düşemezler. Buna hakları yoktur.
Cabir hadisine bir bakın, Hz.Ömer gelip herkesin içinde hanımımı öptüm diyebilir mi? Bunu niçin tek peygambere sormuyor da herkesin önünde soruyor ve Cabir bunu nasıl duyuyor? Hem niçin bu olayı Hz.Ömer’in kendisi rivayet etmiyor? Ayrıca aynı konuda İbn-i Ömer’in farklı düşünmesi biraz tuhaf değil mi? İşte bunların hepsini iyi düşünmek gerek… Ayrıca kendini ilim ehli sayanlara düşünebilirlerse bir şey daha sorayım. Niçin Muvatta’daki İbn-i Ömer rivayet kalıbıyla, diğer hadisçilerden gelen İbn-i Ömer kalıbı çok farklı hiç düşündünüz mü? Bunu biliyorsanız mesele yok. Ama bilmiyorsanız, artık öğrenmenizin zamanı geldi.
KONU: 7 Mübaşeret orucu bozar mı?
Bu konudaki hadisler
Mübaşeret bozmaz.
Hz Aişe “Resullah oruçlu iken hanımlarıyla mübaşerette bulunurdu”
Mübaşeret bozar.
Nafi, Abdullah İbn-i Ömer’in oruçluyu öpme ve mübaşeretten men ettiğini haber vermiştir.”
Mübaşeret kişiye göre değişir.
Ebu Hureyre “Resullah’a mübaşeretten soruldu yaşlı olana ruhsat verdi ama genç olana ruhsat vermedi.”
Bu konuda alimlerin ihtilafları
Alimlerimiz öpme konusunda olduğu gibi, mübaşeret konusunda da ihtilaf etmişlerdir.
Bunlardan kimi el sıkışmayı bile mekruh kabul etmiş, bazıları da mübaşeret sırasında gelebilecek olan mezinin bile orucu bozduğunu söylemiştir. Diğer mezheplerdeki ihtilaflar bir yana, bu meselede Hanefiler arasında bile farklılıklar vardır. Örnek olarak, Ebu Hanife’ye fatura edilen bir görüşe göre tenin tene değmesi bile mekruh kabul edilmişken, O’nun talebeleri olan İmameyn’e göre mekruh değil diye kabul edilmiştir.
SONUÇ
Hayır! Mübaşeretle oruç bozulmaz.
Yeter ki, mübaşeret sonucu cinsel ilişki ve bunun dışındaki bilinçli bir meni boşalması olmasın. Bunlardan herhangi biri olduğunda oruç bozulur. Çünkü, cinsel ilişki nefse hakim olunabilmesi için yasaklanmıştır. Bu şekilde bilinçli boşalmalarında nefsin isteklerine boyun eğmek olduğu bilinen bir gerçektir. Biz bu konuda nakledilen rivayetlere de itibar edemeyiz. Çünkü, toplamında on bin hadis rivayet eden üç sahabi ravi ki bunlar Ebu Hureyre, Hz Aişe ve İbn-i Ömer’dir. Bize göre böyle bir konuda kesinlikle ihtilaf etmez. Bize göre bu ihtilaflar sonraki ravilerin ihtilafıdır. Çünkü eğer bu raviler herkesçe bilinmesi gereken böyle ameli bir meseleyi sağlıklı nakledememişse, bu ravilerin binlerce meseleyi naklettikleri rivayetlerine nasıl itibar edilebilir? Bize göre sadece bu örnek bile hadislerin sağlıklı nakledilemediğinin delilidir.