ANASAYFA

FORUM

UNUTULMAYANLAR

ZİYARETCİLER

AİLE

SERBEST KÜRSÜ

MEZHEP

İSLAMİ KONULAR

KLİP / MUZİK

RESİMLER


   
  FECR - Kur`an iklimine özlem..
  Nesih ve Mensuh-2
 

C- KUR´AN-I KERIM´DE NESH  EDİLDİĞİ İDDİA EDİLEN AYETRLER

Kur’an’da nesh olduğuna dair iddiada bulunanlar buna ilişkin bir çok örnek verirler. Eğer ayetler uydurma hadislerin bakışıyla değil, akılcı bir şekilde okunursa, bunlar da bir nesih olmadığı açıkça görülecektir. Bu konuyla ilgili olarak iddiada bulunanların delil olarak kullandıkları ayetleri aşağıda teker teker verip bunlarda bir neshin olup olmadığını birlikte görelim:

ÖRNEK 1

Neshedildiği iddia edilen ayet:

Sizden birine ölüm yaklaştığında, bir mal bırakacaksa anaya babaya, yakınlara, uygun bir biçimde vasiyet etmesi farz kılındı. Bu, erdemliler için bir görevdir. (2 Bakara Suresi – 180)

Neshettiği iddia edilen ayetler:

ALLAH size çocuklarınız hakkında öğütte bulunuyor. Erkek, kadının iki katı pay alır. Mirasçılar sadece kadın olup iki kişiden fazla iseler terekenin üçte ikisi onlarındır. Çocuk sadece bir kadınsa terekenin yarısı onundur. Ölen kişi ardında çocuk bırakmışsa, ana ve babasının her birisine altıda bir düşer. Çocuğu yok da kendisine sadece ana ve babası varis oluyorsa bu durumda annesine üçte bir pay düşer. Kardeşi varsa bu durumda annesine altıda bir düşer. Tüm bu paylaşma oranları, ölenin yaptığı vasiyetten ve borçların ödenmesinden sonra gelir. Analarınız, babalarınız ve çocuklarınızdan hangisinin size daha yararlı olduğunu bilemezsiniz. Bu ALLAH’ın yasasıdır. ALLAH Bilendir, Bilgedir. (4 Nisa Suresi – 11)

Çocukları yoksa, hanımlarınızın bıraktığı mirasın yarısı sizindir. Çocukları var ise, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Bu pay, borçlarının ödenmesinden ve yaptıkları vasiyetteki payların dağıtılmasından sonradır. Çocuklarınız yoksa bıraktığınızın dörtte biri onlarındır. Çocuklarınız varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Bu pay, borçlarınızın ödenmesinden ve yaptığınız vasiyetteki payların dağıtılmasından sonradır. Miras bırakan erkeğin veya kadının, çocuğu ve eşi olmayıp bir erkek veya bir kız kardeşi var ise bu durumda herbirine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler, üçte biri paylaşırlar. Bu paylaşım vasiyetteki payların dağıtılmasından ve borçların ödenmesinden sonra uygulanmalıdır ki kimseye zarar verilmesin. Bu, ALLAH’tan bir vasiyettir. ALLAH Bilir, Şefkatlidir. (4 Nisa Suresi – 12)

Bakara suresinin 180. ayetinde vasiyet etmenin bir hak olduğu, herkesin ölümünden sonra mallarının dağıtımı için vasiyet edebileceği ayette bildirilir. Fakat bir insan vasiyet etmeden ölebilir. Bu durumda ise bu kişinin bıraktığı malları nasıl paylaşılacağı diğer ayetlerde ifade edilmiştir. Bu iki ayette de bir nesih söz konusu değildir. (Zaten Hasan el-Basri, Tavus,Ala ibni Zeyd, Muslim ibni Yessar`da bu ayetin nesh olunmayıp, muhkem olduğunu söylediler.)[1]

 ÖRNEK 2

Neshedildiği iddia edilen ayet

İnananlar, sizden öncekilere oruç farz kılındığı gibi, sakınmanız için size de farz kılındı.

(2 Bakara Suresi – 183)

Neshettiği iddia edilen ayet

Oruç gecelerinde kadınlarınızla cinsel ilişkide bulunmanız size helal kılındı. Onlar sizin (sırlarınızı gizleyen) örtüleriniz, siz de onların örtülerisiniz. ALLAH, kendinizi kandırıp durduğunuzu bildi de tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık ALLAH’ın sizin için belirlediğini dileyerek onlarla cinsel ilişkide bulunabilirsiniz. Şafağın beyaz ve siyah ipliğini birbirinden ayırdedinceye kadar yeyin, için. Sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescitlere kapanmış durumdayken onlarla cinsel ilişkide bulunmayın. Bunlar ALLAH’ın koyduğu sınırlardır; onları çiğnemeyin. ALLAH korunmaları için ayetlerini halka böyle açıklar. (2 Bakara Suresi – 187)

Bu ayetlerde hüküm kalkması gibi bir şey yoktur. Oruç daha öncekilere olduğu gibi bizlerede farz kılınmıştır. Orucun zamanları güneşin doğuşuyla başlar batışıyla biter. Bu süre içinde yemek içmek ve cinsel ilişki yasaktır. Süre tamamlandıktan sonra ise cinsel ilişkinin helal olması özellikle bildirilmiş beklide daha önceden yapılan yanlış bir uygulamanın düzeltilesi sağlanmıştır.

 ÖRNEK 3

Neshedildiği iddia edilen ayet

Ölüp de geriye eşler bırakan erkekleriniz, eşlerinin evlerinden çıkarılmaksızın bir yıl boyunca geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Çıkarlarsa, kendileri için uygun olanı yapmalarından siz sorumlu değilsiniz. ALLAH Güçlüdür, Bilgedir. (2 Bakara Suresi – 240)

Neshettiği iddia edilen ayet

İçinizden ölen erkeklerin geride bıraktığı eşleri, dört ay ve on (gün) beklerler. Sürelerini doldurunca artık kendileri için uygun olanı yapmalarında size sorumluluk yoktur. ALLAH yaptıklarınızdan Haberlidir. (2 Bakara Suresi – 234)

Bu ayetler arasında nesih olabileceği bekleme süresinin farklı algılanmasından kaynaklanmaktadır. Ancak dikkatli okunursa bekleme sürelerinin farkı, farklı kişilerce uygulanmasından ileri gelir. 240. ayette geçimleri sağlamak için ölen erkeğin vasiyetinden bahsetmektedir. Kadına eşinden sonra aynı evde barınacak bir müddet olarak 1 yıl sürenin verilmesi gerekmektedir. Dikkat edilirse bu emir kadına değil onun geçimini sağlayıp barındıracak olan erkeğin ailesine ve geride kalanlara bildirmektedir. 234. ayette ise kadının tekrar evlenebilmesi için, beklemesi gereken süre söz konusudur. Yani iki ayette farklı durumlar için farklı çözümler getirilmiştir.

 ÖRNEK 4

Neshedildiği iddia edilen ayet

İnananlar, birinize ölüm yaklaşınca, vasiyet anında aranızdan iki adil şahit tanık bulunsun. Yolculuk anında size ölüm gelirse, sizden olmayan iki kişi… Kuşkulanıyorsanız, namazdan sonra tanıkları alıkoyup ALLAH adıyla: “Akraba dahi olsa tanıklığımızı hiç bir değerle değiştirmeyeceğiz, ALLAH’ın tanıklığını gizlemiyeceğiz. Aksi taktirde, günahkarlardan oluruz,” diye yemin ettirin. (5 Maide Suresi – 106)

Neshettiği iddia edilen ayet

Sürelerini doldurdukları zaman, onları güzelce tutun, yahut güzelce ayırın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de bu işleme tanık tutun. Tanıklığı ALLAH için yapınız. İşte bu, ALLAH’a ve ahiret gününe inananlar için bir öğüttür. Kim ALLAH’ı sayıp dinlerse ona bir çıkış yolu yaratır.

 (65 Talak Suresi – 2)

5/106 daki ayette vasiyet için yapılacak şahitlikten, 65/2 de ise boşanma durumundaki şahitlikten bahsedilmektedir. Durumlar farklı olduğu için zaten kıyasa dahi gerek olmadığından burada da nesih gibi bir şeyin olması söz konusu değildir.

 ÖRNEK 5

Neshedildiği iddia edilen ayet

İster hafif ister ağır olarak savaşa çıkınız. Paralarınızla ve canlarınızla ALLAH yolunda cihad edin. Bu sizin için daha iyidir, bir bilseydiniz. (9 Tevbe Suresi – 41)

Neshettiği iddia edilen ayetler

ALLAH’a ve elçisine içten bağlı oldukları taktirde, zayıflara, hastalara ve yardım için verecek bir şeyi bulunmayanlara bir ayıplama yoktur. İyi davrananlar kınanamaz. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir. (9 Tevbe Suresi – 91)

(Mekke’de kalan) İnananların, topluca (Medine’ye hicret eden peygamberi ziyaret için) yola çıkmaları doğru olmaz. Her gruptan sadece bir kaç kişi, dini anlayıp öğrenmek için harekete geçmeli. Nitekim böylece, halklarına geri döndüklerinde, halklarının uyanık bulunması için onları uyarabilsinler. (9 Tevbe Suresi – 122)

Burada da değişiklik yoktur. 9:42’de İmkanı olanların, Allah yolunda malı ve canı ile cihadı emredilmiş ve bunun hayırlı olduğu vurgulanmıştır. 9/91 de ise imkanı olmayanların kınanıp ayıplanmaması belirtilir. Ki zaten mantıklı düşündüğümüzde 41. ayette yardım edecek olan insanların 91. ayette belirtilen zayıf durumdaki kişilere de bu harcamalarını yapmaları gerekmektedir.

122. ayette ise cihad konusunda nesih olmuş gibi görünse de bu bir mantık hatasından kaynaklanır. Ama burada da durum öyle değildir. Cihad dini yaymak, güvenliğe ulaşmak, Allah yolunda mücadele için yapılacak bir şeydir. Bu 41. ayet tüm iman edenlere emredilir ve bunun daha hayırlı olduğu söylenir. Ancak 122. ayette bahsi geçen olay başka bir durumdur. Burada inananların bir grubunun bilgi edinmek maksadıyla çıkmalarından ve daha sonra kavimlerine gelip öğrendiklerini anlatmalarından söz edilmektedir. Yani ilk ayette savaş durumdan söz edilirken, diğerinde ise bilgi almak ile ilgili bir durumdan söz edilir.

 ÖRNEK 6

Neshedildiği iddia edilen ayet

Zina eden bir erkek, eninde sonunda, zina eden veya müşrik bir kadınla evlenir; zina eden bir kadın da eninde sonunda, zina eden veya müşrik bir erkekle evlenir. Bu, inananlar için yasaktır. (24 Nur Suresi – 3)

Neshettiği iddia edilen ayet

Bekarlarınızı, erdemli kadın ve erkek ( sağ elin malik olduğu) hizmetçilerinizi evlendiriniz; eğer yoksul iseler, ALLAH onları kendi lütfundan zengin edecektir. ALLAH Cömerttir, Bilendir.

(24 Nur Suresi - 32)

Nur Suresi’nin 3. ayette zina eden bir erkeğin zina eden bir kadınla evlenebileceği bildirilmektedir. Aynı şekilde zina eden kadınında müşrik yada zina eden bir erkekle evlenebileceğine vurgu yapılmıştır. 32. ayette ise erdemli bekar olan hizmetçilerin evlendirilmesi tavsiye edilmektedir. İlk ayet müşriklerin ancak müşrik olanlarla evlenebileceğini vurgularken ikinci ayet bambaşka bir konu olan kişilerin yanlarında çalışan hizmetçilere karşı yaklaşımına dikkat çekiyor. Ve onlarında helal olan yollarla evlendirilebileceğini belirtiyor.

 ÖRNEK 7

Neshedildiği iddia edilen ayet

Bunların ötesinde kadınlar sana helal değildir, ve eşlerinden her hangi birisini de onlarla değişemezsin. Güzellikleri senin ilgini çekse bile. Ancak sözleşmenle üzerlerinde hak sahibi olduklarınla yetin. ALLAH her şeyi gözetleyendir. (33 Ahzab Suresi – 52)

Neshettiği iddia edilen ayet

Ey peygamber, mehirlerini vermiş bulunduğun eşlerini ve ALLAH’ın sana bağışladığı sözleşmenle üzerlerinde hak sahibi olduğun, seninle birlikte göç eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kılmışızdır. Ayrıca, peygamber dilerse, kendisini inananlara değil sadece peygambere mehirsiz olarak hibe eden birisiyle nikahlanabilir. Biz, eşleri ve yeminlerinin:anlaşmalarının hak sahibi oldukları hakkında üzerlerine yüklediğimiz sorumlulukları bildirmiştik ki güç bir duruma düşmeyesin. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir. (33 Ahzab Suresi – 50)

Bu iki ayet arasında nesih iddiası zaten mümkün değildir. Nesh edildiği iddia edilen ayet neshettiği iddia edilen ayetten sonra gelir ve hükmü belirler. 50. ayette belirtilenlerin dışındaki kadınlarla evlenilmeyeceğini 52. ayetten açık şekilde anlarız. Ayetler ard arda gelmeleri ve birbirlerini mantıksal yönde de tamamlayıcı şekilde olduklarından dolayı hükmün değişmesi değil, aksine bu ayetler arasında bir anlam bütünlüğü mevcuttur.

ÖRNEK 8

Neshedildiği iddia edilen ayet

Ey inananlar, elçiyle özel görüşme yapacağınız zaman, görüşmenizden önce (yoksullara) bir sadaka verin. Bu sizin için daha iyi ve daha temizdir. Veremiyorsanız, ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir. (58 Mücadele Suresi – 12)

Neshettiği iddia edilen ayet

Özel görüşmenizden önce bir sadaka vermekten çekindiniz mi ki onu uygulamadınız? ALLAH tevbenizi kabul eder. Namazı gözetin, zekatı verin, ALLAH’a ve elçisine uyun. ALLAH yaptıklarınızdan haberdardır. (58 Mücadele Suresi – 13)

Allahın bağışlayıcılığını nesih kavramında değerlendirenler burada emrin değiştiği kanısına varırlar. Oysaki Yüce Allah 12. ayette peygamberimizle görüşme öncesinde sadaka verilmesinin kişinin kendisi için daha temiz ve hayırlı olduğunu söylemiştir. 13. ayette ise insanların bu emir karşısında bir çekinceyle sadakadan kaçtıklarını bunu uygulamadıklarını ama Allah’ın yinede onların tövbelerini kabul edeceği bildirilir. Bu ayet 12. ayetin hükmünü ortadan kaldırmış ve bundan sonraki görüşmeler için sadaka verilmesini iptal etmiş değildir. Sadece Allah’ın bağışlayıcılığını vurgulayarak tövbe edenleri kabul edeceğini göstermiştir.

 ÖRNEK 9

Neshedildiği iddia edilen ayet

Kafirlere katılan eşleriniz yoluyla bir şeyler yitirdikten sonra (ganimet veya size katılanlar yoluyla bir şeyler kazanıp) üstün gelirseniz, eşlerini yitirmiş olanlara, onların harcamış oldukları mehir kadar verin. İnandığınız ALLAH’ı sayıp dinleyin. (60 Mümtehine Suresi – 11)

Neshettiği iddia edilen ayet

Ayırım gününde, iki ordunun karşılaştığı günde kulumuza indirdiğimize ve ALLAH’a inanıyorsanız, bilin ki elinize geçen her ganimetin beşte biri ALLAH’ın ve elçisinindir. Bu pay, akrabalar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışların hakkıdır. ALLAH her şeye Güç Yetiren’dir. (8 Enfal Suresi – 41)

60/11’de eşini kaybetmiş erkeklere üstünlük kazanmaları halinde daha önceden kadınları için harcadıkları mehirlerin verilmesinden söz edilmektedir.[2] Eşleri kafirlere katılmış dolayısı ile daha önceden yaptıkları harcamalar konusunda mağdur kalmış erkeklerin bu harcamalarını geri elde edebilmeleri için fazladan bir hakları olduğu belirtilmiştir. 8/41’de ise savaş sonrası kazanılan ganimetin pay edilmesinde öncelikten ve elçiye verilecek olan miktar vurgulanmaktadır. Savaş sonrası kazanılan ganimetin kişiye ait olan kısmından 1/5’i o kişi tarafından Allah yolunda harcanmak üzere yetime, yoksula ve yolda kalmışa pay edilir. Yani birinci ayette kazanılan ortak ganimetten eşleri kendilerinden ayrılmış erkekler için öncelik ve fazladan bir durum olarak mehirlerin geri ödenmesi durumu, ikinci ayette ise kişinin kendi hesabına düşen ganimetinde 1/5’ini Allah yolunda pay etmesi durumu vurgulanmaktadır.

Sonuç: Görüldüğü gibi hiçbir ayetin bir diğer ayetin hükmünü kaldırması gibi bir durum söz konusu değildir. Bu konuda delil olarak gösterebilinecek olan diğer örneklerde de benzer durumlar söz konusudur. Eğer ayetler iyi okunup objektif bir gözle değerlendirilirse böyle bir şeyin olmadığı açıkça görülecektir.



[1] Kur´anda Nesih ve Mensuh, Mer`i ibni Yusuf`il Kermi, Çev. Eyüp Aslan, Hak yy. Istanbul

[2] (mehir: Evlilik sırasında her iki tarafça kabul edilen, kadına ödenmesi gereken para yada mal…)

 

www.tevhidnesli.de

 
 
  Bugün 226 ziyaretçi bizimle..  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden