SÜLEYMANCILARIN NAKŞİ İTİKATLARI
Seyr-i sülük Rabıta ve Silsile-i Saadet
S.125. Vaktaki Tarikat ehli kendi tertiplerine dair okunuşu basit ifadesi düzgün, rabıta ehlinin bütün hallerini içinde toplamış, bir risaleye muhtaç olduklarından, bu fakir ve acizi rabıta ehli olduğuna inanarak, hertürlü hüsnü zanda bulunup Rabbimiz Teala’nın feyiz ve ihsanına muhtaç olduğum halde acizlerden hallerine uygun bir risale istediler. Ben de hallerine muavafık risaleler içinde bir risale arayıp, mizanüssülük isimli risaleyi azıcık açıklayarak rabıta ehlinin hal ve arzularına uygun kılıp ve her tarikatın özünü şamil ve ehl-i tarikat ile ehl-i iman aralarını bulup tarikatın, şeriatın bir hülasası olduğunu ve şeriatın da tarikatın temeli bulunduğunu açıkladım ki mağfiretime ve cennete girmeme sebep olsun.
[Mehmet Arif]
S.134. İkinci Edep Rabıta Edebidir
Rabıta Edebi (Rabıtanın tam şekli): iki gözün arasında bulunan bütün düşünce ve hayallerin hazinesi ve toplandığı yer ile mürşidin ruhani yüzlerine bakılacaktır. Çünkü mürşidin manevi yüzü ruhani feyiz kaynağıdır. Sonra mürşid vesilesiyle mürşidin ruhaniyeti, hayal ve düşünce hazinesine sokulacak, o anda kalb derinliğine devamlı birşey iniyor diye düşünülecek, ötesinden yavaş yavaş inilip o kalbde kaybedilmeyecektir. Hatta nefsten gaib (bile) olunacaktır. Çünkü kalb derinliğine nihayet yoktur. Ve Allah’a seyr kalbden hasıl olur.
Onlara göre rabıta her an ve her yerde yapılması mümkün bir ibadettir. Zikri kalbiyle beraber yirmidört saatte bir defa yapılmasına vazife denir. Ve şöyle yapılır: Abdestli ve temiz olarak tenha bir yere kıbleye dönük eller diz üstünde oturulur. Euzu besmele ile bir fatiha, üç ihlas-ı şerif okunup silsele-i saadet efendilerimizin (k.s.) ve yaşadığımız asırdaki mürşid-i kamilin ruhlarının makamlarına hediye edilir. Usulu ile yedi istiğfar ve yedi salavat okunur. Gözler kapalı, baş öne ve kalb üzerine eğik olarak durulur. İki kaşımızın arasındaki bütün vesvese ve düşüncelerin çıkış noktası olan nefis, kalbe, kalb de mürşid-i kamilin kalbine bağlanır. Dil damağa yapışık olarak ve kalbine cenab-ı hakkın ihsan-ı olan feyzin mürşidinin manevi kalblerinden kendi kalbine aktığı tahayyül edilerek en az çeyrek saat durulur. Bu hallerde mürşidle diz dize durma en iyi şeklidir.
Sonra dil damağa tam yapışık olarak yalnız kalb ile (verilen miktar ne ise) tesbihle lafza-i celal kalbde zikredilir. Zikir anında masivadan hiçbirşey düşünülmemelidir. Eğer herhangi bir düçünce gelecek olursa zikri bırakıp 3-4 dakika daha rabıta yapıp sonra zikre devam edilir. Zikir bitince en az elli en çok beşyüz ihlas-ı şerif okunup dua yapılır. (A.D.)
S.147. Mürşid-i kamilde bir ruhaniyyet vardır ki, bütün hallerde müridden ayrılmaz. Hatta ihvanımızdan bazıları ruhaniyyeti mürşid üzerlerinde hazır ve kendilerine nazır olduğunu bildikleri için uykuda bile ayak uzatmazlar. Eğer mürid bu haleti görmezse görür gibi inansın. Çünkü bu inanç sebebiyle edeplendiği için görmüş olan mürid ile feyzde müsavi olur. Ruhaniyyeti mürşid, müridin ruhu çıkacağı ve şeytanın tasallutu hazır olup şeytanı defeder. Ruhaniyyet-i mürşid kabir suali zamanında da müridin yanında hazır olarak münkürlerin suali anında imdat ve tesliyet edip, şeytan ondan kaçar. Çünkü zikrolunduğu gibi ruhaniyyette perde, madde ve zaman yoktur.
Sonunda Nakşiliğin ruhban sınıfı meziyetleriyle sayılır.
Nakşibendilerin "Silsile-i Sâdatı"
1. Ebu Yezid-i (Bayezıd) Bestami
2. Eb'ul-Hasan el-kharagâni
3. Ebu Ali Fermadi
4. Yusuf Hemedani
5. Abdulhalıg-ı Gonjduwâni
6. Arifi R'wegeri
7. Mahmud-i İnjir fagnavi
8. Aliyyi Ramiteni
9. Muhammed Baba Semmasi
10. Emir Kulâl
11. Muhammed Bahâuddîn Buhâri
12. Akruddin Attar
13. Ya'gûb-i Çarkhi
14. Nasuriddin Ubeydullah-ı Ahyar
15. Gâdıy Muhammed Zahid Bedakhşi
16. Derviş Muhammed Semerkandi
17. Muhammed Khuwajegi-yi Emkeneği
18. Muhammed Bağıy-Billah
19. Ahmed Farugıy-i Serhindi
20. Muhammed Ma'sum Farugıy
21. Seyfeddin Farugıy
22. Nur Muhammed Bedevvani
23. Şemsuddin Habibullah Mirza Mazhar Can-ı Canan
24. Gulam Ali Abdullah-ı Dehlevi
25. Halid Bağdadî
26. Taha-yi Hakkari (Nehrili Seyyid Tâhâ)
27. Sibgatullah Arvasi (Kuşağı ve halifeleri)
28. Süleyman Hilmi Tunahan
İşte ben bir sene boyunca bu ruhban sınıfını kutsadım. Süleyman Hilmi Tunahan'ı hatırlayarak onun kalbinden bizim kalbe nur aktarıyorduk. Neticede resme taptığımı anlayarak bu tarikattan da tövbe eyledim.