Daha önce üzerinde durulduğu gibi her insan Allah’a inanır ve bu inancını bir şekilde ifade eder. Tanrıtanımaz diye adlandırılan ateist de öyledir. Adına ister Doğa, ister Gök Tanrı isterse ne denirse densin, Allah’ı inkar mümkün olmadığından tanrıtanımaz, babasını tanımazlık edene benzer. O, sıkışınca nasıl babasının desteğini ararsa bu da Allah’ın desteğini arar. Allah’ın her şey vermesini ama emir vermemesini ister. Böyle birinin peygambere inanması beklenemez. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Allah’ı ve peygamberlerini göz ardı eden, Allah’la peygamberleri arasını ayırmak isteyen, Allah’a inanır peygamberi tanımayız, diyen ve ikisi arasında bir yol tutmak isteyenler, işte onlar gerçek kâfirlerdir. O kâfirlere aşağılayıcı bir azap hazırlamışızdır. Allah’a ve peygamberlerine inananlara ve onlardan birini diğerinden ayırmayanlara gelince Allah, işte onları ödüllendirecektir. Allah bağışlar, ikramı çoktur.” (Nisa 4/150- 152)
Peygamber tanımayanlarla yaptığımız bazı görüşmeler şöyledir:
Peygamber tanımaz- Benim Allah’ıma inancım sonsuzdur.
Bayındır- Allah’a herkes inanır, bu her insan için kaçınılmazdır.
Peygamber tanımaz- Ben zaman zaman Allah’ıma sığınır, onun yardım ve desteğini isterim. Böyle yaptığım zaman rahatlar, mutlu olurum.
Bayındır- Bunu herkes yapar. Zor olan Allah’ın emirlerine uymak, yani Peygambere uymaktır. Siz Peygambere uyma yerine gönlünüzce yaşamak istiyorsunuz değil mi?
Peygamber tanımaz- Elbette. Hayat benim hayatım; buna kim karışabilir?
Bayındır- O hayatı veren Allah karışamaz mı? İşte Allah’ın elçileri, onun bu konu ile ilgili emirlerini getirirler.
Peygamber tanımaz- Ama bu konuda, bir biriyle tutarsız, saçma sapan çok şey duydum. Bunların bir çoğu hurafeden ibaret, sonradan uydurulmuş şeyler.
Bayındır- Doğru karar vermenin yolu, dini kaynağından öğrenmektir. Dinin kaynağı Kur’ân’dır. Kur’ân’ı anlayarak okuyun. Eğer onun, ancak Allah’ın kitabı olabileceği kanaatine varırsanız, Muhammed aleyhisselamın da Allah’ın Elçisi olduğuna inanmak zorunda kalırsınız.
Eski bir peygamber tanımaz- Ben ateisttim. Eğer insanların din adına anlattıklarına baksaydım dinsiz kalırdım. Ben tıp doktoruyum. Bir gün Kur’ân’ı aldım ve inceledim. Maksadım Kur’ân’ın gerçekten Allah’ın kitabı olup olmadığını anlamaktı. Orada tıpla, bilhassa çocuğun ana rahminde geçirdiği safhalarla ilgili öyle bilgiler buldum ki, bunların o devirde bilinmesi mümkün değildi. Daha başka şeyler de gördüm ve kesin olarak anladım ki, bu Allah’ın kitabıdır. İşte o zaman müslüman oldum.
Bayındır- İşte böyle yapmak gerekir. Başkalarına bakarak değil, düşünerek ve araştırarak karar vermek gerekir. Bunun olmazsa olmaz şartı, Kur’ân’ı anlayarak incelemektir.