MÜRİT- Her şeyden önce şunu öğrenelim. Sen tasavvufu kabul ediyor musun, etmiyor musun?
BAYINDIR- Sizce tasavvuf nedir?
MÜRİT- Bizim tasavvuf anlayışımızı sana okuyayım. İmam Rabbanî Hazretleri Mektûbât’ında şöyle buyurur:
“Şunu bil ki, şeriatın üç bölümü vardır; ilim, amel ve ihlas. Bu üç bölümün hepsi gerçekleşmedikçe şeriat gerçekleşmez. Şeriat gerçekleşti mi, Allah Teâlâ’nın rızası kazanılmış olur. Bu rıza, dünya ve ahiret mutluluklarının tamamından üstündür. “Allah’ın bir rızası her şeyden büyüktür.” (Tevbe 9/72) Şeriat, dünya ve ahiretin tüm mutluluklarını garantilemiştir. Şeriatın ötesinde ihtiyaç karşılayacak bir istek kalmaz.
Tarikat ve hakikat ki, sufiler bunlarla öne çıkmışlardır, üçüncü bölümü oluşturan ihlası olgunlaştırma hususunda şeriatın emrindedirler. Bu iki şeyden her birinin gayesi şeriatı mükemmelleştirmektir. Şeriatın ötesinde bir şey yoktur[1].”
BAYINDIR- Ama sizin yaptıklarınız buna uymuyor.
MÜRİT- Bizim ona aykırı bir şeyimiz yoktur.
BAYINDIR - Biz, aslında sizin, sadece Kur'an'a açıkça aykırı şeylerinize karşı çıkıyoruz. Bunlar Hanefî, Şafiî, Mâlikî, Eş‘ârî, Maturîdî gibi bir mezhebe aykırı olsa, gözümüzde büyütmeyiz. Mütevâtir olmayan hadislere[2] aykırı bulsak üzerindebu kadar durmayız. Siz Kur‘an’ın açık ifadelerine aykırı şeyler yapıyorsunuz. Buna ses çıkarmazsak Allah’a hesap veremeyiz.
* - Bu bölümdeki görüşler Mahmut USTAOSMANOĞLU (Mahmut Efendi) ve ekibi ile yaptığımız görüşmede dile getirilmiştir.
1-İmam Rabbânî, Mektûbât, (Arapça) 36. Mektup, c. I, s.50.
2- Mütevâtir hadis, yalan söylemek için bir araya gelmeleri düşünülemeyecek topluluklar zinciri ile bize ulaşan hadistir. O hadisin Peygamberimize ait olduğunda kuşku olmaz.