İstidrâc, basamak basamak çıkarma veya indirme demektir. Terim olarak kişiyi, arzusuna göre adım adım bir noktaya kadar götürüp beklemediği bir felakete atmak anlamında kullanılır. Ama kişi, bu gidişin kendi yararına olduğunu zanneder.
Allah Teâlâ, uyarıda bulunmadan kulunu bu hale sokmaz. O, şöyle buyurur:
"Bir cemaati doğru yola soktuktan sonra, neden sakınacaklarını açıktan açığa kendilerine bildirmedikçe Allah'ın onları yoldan çıkarma ihtimali yoktur." (Tevbe 9/115)
Sapıtanlar, uyarıları dikkate almayanlardır.
"Ne zaman ki yapılan uyarıları göz ardı ettiler, biz de üzerlerine her şeyin kapılarını açıverdik. Kendilerine verilenlerle tam ferahladıkları bir sırada onları kıskıvrak yakaladık. Hepsi bir anda umutsuzluğa düştüler." (En'am 6/44)
Halbuki bunlar ellerindeki nimetlere bakarak hak yolda olduklarını düşünme yerine açık ayetler üzerinde düşünselerdi bu duruma düşmezlerdi.
Siz de etrafınıza toplanan insanlara bakarak "Yolumuz yanlış olsa bu kadar kişi peşimize takılmaz." diyorsunuz. Çokluğa aldanmamalıdır. Çinli komünist lider Mao daha çok insan toplamıştı ama bu onu kurtaramayacaktır.
Maddi imkanlarınızı, sizi dinleyenlerin çok olmasını ve halkın saygı göstermesini de doğru yolda olmanızın delili sayıyorsunuz.
Sonunda iyice şımarıyor ve şeyhinizin kendine bağlananı, hem dünyada hem de ahirette kurtaracağını söylemeye başlıyorsunuz. İşte bu, sizin kıskıvrak yakalanacağınız noktadır.
Lütfen aklınızı başınıza alın da Allah Teâlâ'nın Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve selleme olan şu emrini iyice düşünün.
"De ki: "Benim size ne zarar vermeye gücüm vardır, ne de olgunlaştırmaya.
De ki: "Beni Allah'ın azabından hiç kimse kurtaramaz. Ben ondan başka bir sığınak da bulamam.
Benimkisi yalnız Allah'tan olanı, onun gönderdiklerini tebliğdir o kadar." (Cin 72/21-23)
Hz. Muhammed'in varisi olmak için insanlara açık ve net olarak yalnız Kur'an'ı anlatmak gerekirken evliya ve meşayih dediğiniz kişilerin sözlerini alıyor, onları anlatıyorsunuz. Üstelik Kur'an’ı da ona göre yorumluyorsunuz. Sizin durumunuzu en iyi şu âyet ortaya koymaktadır:
وَمَنْ يَعْشُ عَنْ ذِكْرِ الرَّحْمٰنِ نُقَيِّضْ لَهُ شَيْطَانًا فَهُوَ لَهُ قَرِينٌ (36) وَاِنَّهُمْ لَيَصُدُّونَهُمْ عَنِ السَّبِيلِ وَيَحْسَبُونَ اَنَّهُمْ مُهْتَدُونَ (37)
36- "Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelirse onun başına bir şeytan sararız. O onun arkadaşı olur.
37- Şüphesiz ki bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar(hesap ederler)." (Zuhruf 43/36 - 37)
Rahman'ın Zikr'i, Kur'an'dır. Siz de birçok âyeti görmezlikten geliyor ama kendinizi hak yolun öncüleri sanıyorsunuz.
.
Sonraki sayfa»»