ANASAYFA

FORUM

UNUTULMAYANLAR

ZİYARETCİLER

AİLE

SERBEST KÜRSÜ

MEZHEP

İSLAMİ KONULAR

KLİP / MUZİK

RESİMLER


   
  FECR - Kur`an iklimine özlem..
  KİMİ KİTAPLARDA KABİR ALEMİ
 

VARLIĞI İDDİA EDİLEN ÜÇÜNCÜ HAYAT[1] 

KABİR ALEMİ VAR MIDIR?

İnsanlar, Kur'an gerçeğinden uzaklaştıkça kendilerine göre yeni kavramlar üretirler, yeni durumlar ortaya çıkarırlar ve zaman içinde bunu dinden zannederek ona inanırlar. Kabir alemi ile ilgili ortaya atılan iddialar, Kur'an gerçeğinden uzaklaşmanın ortaya koyduğu şaşkınlığın yalnızca bir yönüdür.

Her konu ve durumda, Kur'an gerçeğinden hareket etmeyi şiar edinen biz müslümanlar, bu konuda da aynı ölçüden hareket ederek konuyu açıklamaya çalışacağız, inşallah.

Kur'an'da her şeyi "en ince şekilde düzenleyen" yüce Allah(cc), kabir aleminin olmadığını da apaçık bir şekilde ortaya koymuştur. Ancak her konuda olduğu gibi, bu konuda da, İslami gerçekleri yeterince anlamayan, ya da vahyi gerçekleri kendilerince yorumlayan kimseler, olmadık hikayelerle kabir alemi ve azabı diye bir yalan uydurmuşlardır. Bu kimseler, yazdıkları kitaplarda aslı olmayan iddialar ileri sürmüşlerdir.


KİMİ KİTAPLARDA KABİR ALEMİ

İslam toplumunun, Kur'an gerçeğinden uzaklaşmasından ya da uzaklaştırılmasından sonra toplumu yanlış bilgilerle bilgilendiren bir çok kitap ortaya sürülüştür. Ortaya sürülen bu kitapların hemen tümüne yakını, Kuran gerçeğiyle zıt olan bilgilerle doldurulmuştur. Bu bilgileri dinden zanneden toplum ise günden güne Kur'an'la bağlarını koparmış, Kur'an'a yabancılaşmıştır.

Kur'an gerçeğine zıt olan bilgileri, dinden kabul ederek esas alan insanlar, daha sonra Kur'an gerçeğiyle bu bilgileri test edecek yerde, tam aksine hareket ederek Kur'an gerçeğini bu bilgilerle test etmeye kalkışmışlar, bu bilgilere Kur'an'dan delil getirmeye çalışmışlardır. Hatta öyle ileri gittiler ki; bu asılsız bilgileri onaylamayan, bu bilgilerle çatışan ayetleri tevil ederek yanlış bilgileri Kur'an'a tastik ettirmeye çalışmışlardır. Her alanda yapılan bu tevil ve saptırma faaliyetleri, kabir alemi ya da azabı konusunda da yapılmıştır.

Kur'an dışı bu bilgiler, en muteber kabul edilen kimi kitaplarda da yazılmıştır. Bu kitaplardan biri de Kütüb-i Sitte adlı eserdir. . Kütüb-i Sitte adlı eserdeki şu ifadeler bu kimselerin gerçekleri saptırmada ne derece ileri gittiklerinin apaçık bir göstergesidir. "Kabir azabının varlığı pek çok nassla sabit olan bir gerçektir." (Kütüb-i Sitte, c. 7 sh. 105). Peki öyle ise, nerede o nass dediğiniz ayetler? Neden iki üç ayetle örneklendirmediniz bu iddianızı? diye sorulsa hiçbir ayeti delil olarak veremezler; verecekleri kimi ayetlerin ise, konuyla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Aynı çevrelerin hadis diye verdikleri sözler ise, uydurma oldukları daha ilk bakışta ortaya çıkmaktadır. Örnek verecek olursak:

"(Ahiret aleminden gördüğüm) manzaraların hiçbiri kabir kadar korkutucu ve ürkütücü değildi!" (Kütüb-i Sitte, c.15, sh.343)

Hadis olarak uydurulan bu sözün, daha ilk bakışta uydurma olduğu ortaya çıkmaktadır. Çünkü, Kur'an'ı Kerim'de cehennemin korkunçluğundan, ateşin kuşatıcılığından, küçük düşürücülüğünden, kötülüğünden söz ederken, kabir azabı konusunda bir tek kelime bile geçmez. Yüce Rasul'e büyük bir iftira olan bu söz, -haşa- Allah ve Rasulü'nü karşı karşıya getirmektir; şöyle ki, yüce Allah(cc), cehennemin korkunçluğundan ve ürkütücülüğünden söz ederken, bu söz, yüce Allah'ın cehennem azabı hakkındaki ayetlerini küçümsemekte, kabir azabının çok daha korkutucu ve ürkütücü olduğunu iddia etmektedir. Bu iddia ise küfürdür. Küfür olan bir iddiayı Rasulullah(as)'a isnad etmek ise hem küfür, hem iftira, hem de hakarettir. 

Bu uydurma sözün daha birçok benzeri vardır. Bu sözleri uyduranların amaçları, Kur'ani gerçekleri göz ardı etmekten başka bir şey değildir. Kur'an'ı Kerim, Kıyamet gününün daha çetin olduğunu, kabirlerden çıkarılan kafirlerin ağzıyla vermektedir.


"Gözleri düşkün düşkün kabirlerden çıkarlar; tıpkı yayılan çekirgeler gibidirler. Boyunlarını çağırana doğru uzatmış koşarlarken kafirler: `Bu çetin bir gündür!' derler."
(54 KAMER, 7-8)


"Vah bize, bu ceza günüdür!' dediler"
(37 SAFFAT, 20)


Şayet, kabir azabı olsaydı kıyamet günü hesap için toplanan suçlular, "
Vah bize, bu ceza günüdür" demezlerdi. Çünkü, şiddetli bir ceza görmüş olanlar, bu cezaya ara verildiğinde sevinerek, "Nihayet cezamız bitti" derlerdi. Oysa onlar ceza gününü gördüklerinde "Vah bize" diyerek pişmanlıklarını ortaya koymaktadırlar.


Şayet kabir azabı olsaydı, o halde yüce Allah(cc), daha büyük olduğu iddia edilen kabir azabına,
Kur'an'da daha fazla yer vererek kullarını ondan sakındırırdı. Nasıl ki, merhameti gereği cehennem azabının varlığını haber vererek kullarını ondan sakındırıyorsa, aynı şeyi kabir azabı için de yapardı. Oysa, kabir konusunda Kur'an'da bir tek ayet dahi geçmiyor. Cehennem azabı içinse onlarca ayet vardır.


Yine aynı şekilde kabir hayatı olsaydı yüce Allah(cc), kabirde olan durumları kullarına haber verirdi. Tıpkı cennet ve cehennemde olanları haber verdiği gibi...


Kur'an'ın hakkında bilgi vermediği bir konuyu, İslam`danmış gibi gösterenler, yeni bir din ortaya çıkarmaya çalışmaktadırlar. Bu ise, ancak kendilerini sorumluluk altına sokmaktadır.


Kabir hayatının varlığını iddia eden bir başka kitap ise, İmam Hatip Liseleri X. sınıf müfredatı için yazılan ve genç beyinleri iğfal eden,
Ahmet Lütfi Kâzancı adlı bir şahıs tarafından, hazırlanan `Akaid ve Kelam' isimli eserdir. Yazar, elinde Kur'ani hiçbir delil bulunmadığı halde, insan hayatını üç safhaya ayırmakta; bu safhalardan birinin kabir olduğunu iddia etmektedir. Oysa Kur'an, birçok ayetinde insan için iki safha olduğunu, bunların da dünya ve ahiret olarak ikiye ayrıldığını bildirmektedir. Bunun için Kur'an'a bir göz gezdirmek yetmektedir. Biz, bu konuda bir ayet vermekle yetineceğiz. Bu ayette dünya ve ahiret olmak üzere iki hayat olduğu bildiriliyor:


"Elbette biz, elçilerimize ve inananlara hem dünya hayatında hem şahitlerin duracakları günde yardım ederiz."
(40 MÜ'MİN, 51)


Tüm insanların, hesabının ahiret gününde görüleceğini, kafirlerin ileri sürecekleri mazeretlerinin kendilerine hiçbir fayda sağlayâmayacağını
(40/52) bildiren yüce Allah'ın hükmüne rağmen adı geçen kitapta, kabirde de insanların sorgulanacağı iddia edilmektedir. İddialarında daha da ileri giden yazar, İbrahim suresi, 27. ayetinin kabir azabı ile ilgili olduğunu savunur. Oysa ilgili ayet, dünya ve ahiret olarak iki hayattan söz eder:


"Allah inananları, dünya hayatında da, ahirette de sağlam sözle tesbit eder. Allah, zalimleri de saptırır ve Allah dilediğini yapar."
(14 İBRAHİM, 27)


`Akaid' adı verilen ilgili kitabında yazar, diğer kitaplarda da tevil edilen Mü'min, 46. ayetini tevil ederek kabir azabıyla ilgili olduğunu iddia eder.


Kabir alemi ile ilgili vereceğimiz bir diğer kitap da
Prof. Dr. Süleyman Toprak adlı bir şahsın kaleme aldığı 'Ölümden Sonraki Hayat' adlı eserdir. Yazar bu eserinde, Rasulullah(as)'a iftira etmekle kalmayıp onunla beraber, yüce Allah'ın ayetlerini tevil ederek O'na da iftira etme cüretini gösterebilmiştir. Bu eserde yazar, kabir ve kabir alemiyle hiçbir ilgisi bulunmayan ayetleri, kelime benzerliğinden hareketle kabir alemi olarak göstermeye çalışmakta, böylece ayetlerin anlamlarını olduğundan başka göstermektedir.

'Berzah' kelimesini, ölümle yeniden dirilmeye kadar olan süre olarak veren yazarın verdiği ayetlerin bu konuyla hiçbir ilgisi yoktur.

"
İki denizi salıverdi, birbirine kavuşuyorlar; aralarında berzah
(perde) vardır, bir birine karışmıyorlar."(55 RAHMAN, 53)


"Nihayet onlardan birine ölüm geldiği zaman: `Rabb'im' der, beni geri döndürünüz ki, terk ettiğim dünyada salih iş yapayım' Hayır, bu onun söylediği bir laftır. Önlerinde ta dirilecekleri güne kadar bir perde vardır."
(23 MÜ'MİNUN, 99-100)


Ayetlerde de görüldüğü üzere '
berzah', iki şey arasındaki perde, iki şeyin birbirine kavuşmasını engelleyen mania(engel)dir. İki denizin birbirine kavuşmasını engelleyen perde ne ise, dünya hayatı ile ahiret hayatı arasındaki perde de odur. İki deniz arasında nasıl ki üçüncü bir su, ya da bâşka bir şey yoksa, aynı şekilde, dünya hayatı ile ahiret arasında da öylece bir hayat yoktur. Ayetlerde geçen `berzah'' kelimesi her iki durum için aynı şeyi ifade etmekte ve perde olarak geçmektedir. Yani iki durum arasında sıkışan perdenin içinde üçüncü bir durum söz konusu değildir.


Yazar tevil ve çarpıtmalarına devam ederek ölüm ve uyku ile ilgili olan Zümer, 42. ayetini kabir hayatına örnek vermeye çalışır   :

 
"Allah, ölmekte olan canları alır, ölmeyenleri de uykularında
(alır); sonra ölümüne hükmettiğini yanında tutar, ötekilerini de belli bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır." (39 ZÜMER, 42)


Yüce Allah(cc) ölmekte olan kimselerin ruhlarını aldığını, vadesi gelenlerin ruhlarını alırken, vadesi gelmeyenlerin ruhlarını da belli bir süreye kadar ertelediğini bildirirken yazar, bu ruhların kabirde ölülerden bazılarına ruhlarının iade edileceği' şeklinde, El-Kasımi'ye dayanarak verir. Ancak yazar, burada ayetin anlamını çarpıtması bir yana iddiasında kendisiyle çelişkiye de düşmektedir. Çünkü madem ki (ona göre) kabir hayatı vardır, o halde tüm ölülerin ruhları iade edilmelidir.


Cennet ve cehennemdeki durumları bildiren ayetleri, dilini eğip bükerek, kabir hayatı olarak veren yazar, çarpıtmalarına kitabın sonuna kadar devam eder. Amacımız adı geçen yazara cevap vermek olmadığı için konuyu burada kapatıyoruz. Çünkü yazar, yüce Allah'tan korkmadan konuları çarpıttıkça çarpıtmış, ayetleri tevil ettikçe etmiştir. Bu kişinin ve benzerlerinin hükmünü yüce Allah'a bırakarak konumuza devam ediyoruz.

Kabir hayatının ve azabının var olduğunu iddia edenlerin Kur'ani hiçbir delilleri yoktur. Bu kişiler, iddialarına delil olarak kabir hayatıyla uzaktan yakından ilgisi bulunmayan ayetleri çarpıtarak tevil ederek verirler.

Kabir hayatının olmadığı, insanların dünya hayatında öldükten sonra ancak ahirette dirilecekleri konusunda Kur'an'da onlarca ayet vardır. Bu ayetlerde, özellikle suçlular kabirde çok az kaldıklarını iddia ederler. Bu da o insanların, kabirde diriltilmediklerini göstermektedir.


 

[1] Bu yazı www.tavaf.com isimli siteden alınmıştır.


                                                 DEVAMI >>>

 

 
  Bugün 29 ziyaretçi bizimle..  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden