ANASAYFA

FORUM

UNUTULMAYANLAR

ZİYARETCİLER

AİLE

SERBEST KÜRSÜ

MEZHEP

İSLAMİ KONULAR

KLİP / MUZİK

RESİMLER


   
  FECR - Kur`an iklimine özlem..
  Vesile Salih Ameldir
 

Vesile Salih Ameldir

Fevzi Zülaloğlu

 

GİRİŞ

İnsan yapısal olarak Allah'a inanmaya meyilli yaratılmıştır. Zihinsel olarak O'nu inkara yeltenenler için sebepler zinciri bir noktada mutlaka sona ermektedir. Her insanın müşahede alanı içerisinde yer alan kevni-afaki ve enfusi ayetler fıtri yeteneklerle bütünleştiğinde Allah'a teslimiyet (müslüman oluş) gerçekleşmektedir. Fakat yaratıcı olarak Allah'ı inkar etmeye fıtratı elvermeyen nankör insan, ortaklar koşarak kendi özüne ve Allah'a ihanet etmekte, örtülü şirkle O'nu yaşamından uzaklaştırmaya yeltenmektedir.

Rabbimiz Kur'an'da insanın ortak koşmadan inanmama inadını şöyle haber vermektedir:

"Onların çoğu Allah'a ortak koşmadan inanmazlar" (12/Yusuf, 106)

 

Ortak koşmanın çeşitli biçimleri vardır: Dua yapmada, ibadette, itaatte, sevgide, gayb biliciliğinde, hüküm koymada, ayrıca Allah ile kendisi arasına aracı koymada gerçekleşen ortak koşmalar en yaygın şirklerdir. Allah ile kendisi arasında aracı koymak şeklinde gerçekleşen şirk, masum gözüken, ama tevhid'in yeryüzündeki temel amacını, Allah'dan başkasına kulluğu engelleme amacını içten içe yok etmeye yönelik sinsi bir karakter arzetmektedir.

Biz bu araştırmamızda, insanın ortak koşmadan inanmama karakterinden dolayı tevhid üzerinde yapılan kültürel tahriflere dikkat çekeceğiz. Konu ile ilgili olarak vesile, şefaat ve veli kavramlarını Kur'ani düzlemde inceleyerek Allah'ın iradesine uygun bir şekilde anlamaya çalışacağız. Bu üç terim bazı kültürel ve itikadi tahriflere uğratılarak aracılık düşüncesini savunanlarca yanlış bağlamlar içinde kullanılmış ve tevhid'e zarar verici sonuçlara yol açan bir akidevi sapma meydana gelmiştir. Sahih İslam itikadının yegane kaynağı olan korunmuş, yakini, kesin ilahi bildirimi içeren Kur'an, her tür ifsada, bozulmaya, zihinsel ve pratik bulanıklığa karşı gönlümüzü ısıtan bir rehber olarak bu konuda da bize yol gösterecektir.

 

VESİLE, SALİH  AMELDİR

Vesile, kendisiyle bir amaca ulaşmak için yapılan yakınlaştırıcı ameldir. Birçok müfessir vesileyi yakınlık diye yorumlamıştır. Diğer bir ifadeyle vesile, yaklaşma vasıtası, Allah katında yakınlık kazandırıcı, sevaba nail kılıcı hususlardır. O halde Allah katında yakınlık kazandırıcı her güzel iş, O'na bağlılığı pekiştiren her amel vesilenin konusuna dahildir.

Vesile, Kur'an-ı Kerim'de iki ayette geçmektedir:

"Ey inananlar, Allah'tan sakının, O'na vesile arayın ve O'nun yolunda cihad edin ki, kurtuluşa eresiniz" (5/Maide, 35).

"O yalvardıkları da, onların (Allah'a) en yakın olan(lar)ı da Rabb'lerine yaklaşmak için vesile ararlar. O'nun merhametini umarlar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, cidden korkunçtur" (17/İsra, 57).

Bu ayet-i kerimelere göre insanların Allah'a yakın diye yarar umdukları, şefaat bekledikleri, hatta dua ile yönelip yalvardıkları varlıklar bile O'na yaklaşmak için vesile aramaktadırlar. O halde vesile salih amel yapmaktır. Yoksa yakınlık kursun diye Allah ile kendimiz arasında aracılar bulmak değildir.

Maide Suresi 35. ayette vesile arama'ya yapılan çağrının hemen ardından gelen "Allah yolunda cihad" bu kavramın en iyi tefsiridir. Yani Allah yolunda her tür gayret, vesilenin kapsamına girmektedir. Mü'minleri kendisinden sakınmaya davet eden Allah Teala takva'nın vesilelerini/yollarını da bu ve benzeri bir çok ayette göstermiştir.

Mü'mini mü'min yapan, Allah'a dost ve yakın yapan mücerred iman değildir. Bizi müslüman yapan, Allah'tan layıkıyla korkmak, Kur'an ahlakına göre eylemlerimizi biçimlendirmek, kötü işlere, münkere bulaşmamak, iyiliği yaygınlaştırmaktır. Allah'tan sakınmak (takva) da soyut bir vicdan işi değildir. Muttaki olmak, eldeki tüm olanaklarla O'na yaklaşma vesileleri (yolları) aramaktan geçer. Her fırsatta yapılacak salih ameller Allah ile olan yakınlığımızın teminatıdır.

Allah'a yaklaşmak, yakın olmak fiziksel değildir. Zaten Allah insana şahdamarından daha yakındır. O halde söz konusu yakınlık manevi ve değer açısından yakınlıktır. Allah dua ve isteklere cevap verme bakımından da insana yakındır. Nerede olursak olalım bizi işitir. O halde dua ve istekte bulunurken de aracı koymak anlamsızdır:

 "Kullarım, sana benden sorar(lar)sa (söyle): Ben (onlara) yakınım. Bana dua ettiği zaman onun duasına karşılık veririm. O halde onlar da bana yönelsinler, bana inansınlar ki, doğru yolu bulalar" (2/Bakara, 186)[1]

Allah ile insanlar arasında zaman açısından da uzaklık yoktur:

 "Allah'a göre, şu kimselerin tevbesi makbuldür ki, cahillikle bir kötülük yapıp hemen ardından dönerler. İşte Allah onların tevbesini kabul eder. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir" (4/Nisa, 17)[2]

İnsanlara Allah katında ne zenginlik, 'ne evlat çokluğu bir yakınlık sağlamaz. Allah katında yakınlık sağlayıcı vesile, inanıp salih amel işlemektir. Sebe Suresi 37. ayette şöyle buyrulmaktadır:

"Ne mallarınız, ne de evlatlarınız size katımızda bir yakınlık sağlamaz. Ancak inanıp faydalı iş yapanlar başka. Onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükafat vardır ve onlar saraylarda güven içindedirler"[3]

Burada tasavvuf erbabının vesile ve kurbet kavramları üzerinde yaptıkları tahriften söz etmeden geçmek doğru olmaz. Tasavvuf felsefesine göre, Allah'a yaklaşmak için vesile olarak şeyhin eteğine yapışmak gerekir. Bu aşamadan sonra, fena fi'r-resul (Peygamberde yok olmak) ve fena fi'llah (Allah'da yok olmak, O'na ulaşmak) aşamaları gelmekte ve artık yeni bir aşamadan söz edilmemektedir.

Peki Allah bir mekana mı sahiptir ki, O'na ulaşma çabası içerisine girilmekte, bu boş amaç için de şeyh, vesile ittihaz edilmektedir? Şüphesiz Allah mekansal ve zamansal olarak insana uzak değildir. O halde O'na takva ile yaklaşmak yerine, O'nda yok olmak idealini kendisine yol olarak seçenler ciddi bir değer bulanıklığına neden olmaktadırlar. O'na yaklaşmak için salih amelden başka bir vesile ittihaz etmek yanlıştır (39/Zümer, 3).

 

ALLAH´TAN BAŞKA ŞEFAATCİ YOKTUR

"Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: Onlar hiçbir şeye malik olmayan düşünmeyen şeyler olsalar da mı?" (39/Zümer, 43)[4]

"Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar, ne de yarar vermeyen şeylere tapıyorlar ve 'Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizde diyorlar" (10/Yunus, 18).

Ortaklar ihdas edilen aracıların şefaatçi addedilerek meşrulaştırılmaya çalışıldığının anlatıldığı bu ve benzeri ayetlerde İslam'ın tevhidi karakterinin ahmak düşünce biçimleriyle bozulmak istendiğine dikkat çekilmektedir.

Şefaat, sözlükte araya girmek, yardım istemek, destek olmak (4/85), bir işe tavassut etmek, aracı olmak anlamlarına gelmektedir.

Aracılık itikadı, şefaate, iltimas yoluyla, ayrıcalıklı evliya düşüncesiyle Allah katında bazı insanların azabdan kurtarılacağını iddia etmiştir. Rasulullah (sav) Kur'an'ı tebliğ ederek kendi döneminde bu örtük şirki ortadan kaldırdığı halde, zamanla günahkar mü'minler için bu müesseseye yeniden işlerlik kazandırma gayretleri yaygınlık kazanmıştır.

 

Konu ile ilgili ayetleri daha iyi anlamak için nüzul ortamına bir göz atmak gerekmektedir. Mekke müşrikleri taptıkları putları, Allah'ın kızları! olan meleklerin somut tezahürleri olarak ayrıcalıklı şefaatçiler olarak sunuyorlardı. Bu yüzden de aracısız Allah'a inanmaya davet eden Kur'an'ın tebliğine tepki gösteriyorlardı. Bağlı bulundukları ilah ve ilahelerin kendilerini azabdan kurtaracağını iddia ediyorlardı. Ayrıca Kureyş kabilesi, kendilerini Hz. İbrahim'im soyundan saydıkları için Kabe'nin mütevellileri olduklarını, bu yüzden de dünyada insanları yönetmek hakkına sahip olduklarını, Allah katında da bir zarara uğramayacaklarını iddia ediyorlardı.

Şefaatle ilgili olan Kur'an ayetlerini incelediğimizde iki kategoride değerlendirebileceğimiz bir yaklaşımla karşılaşmaktayız:

1) Şefaati Allah'ın iznine bağlayan ayetler.

2) Ahirette hiç kimsenin kimseye şefaat edemeyeceğini, Allah'tan başka şefaatçinin olmadığını, şefaat yetkisinin bütünüyle Allah'a ait olduğunu ifade eden ayetler.



                                                                    DEVAMI >>>

[1] 7/56, 11/61, 34/50

[2] 2/214, 4/77, 11/64-81, 14/44, 21/109, 42/17, 61/3, 63/10, 72/25

[3] 3/45, 5/27, 9/99, 11/6, 46/28, 56/11, 83/21-28, 96/39

[4] 6/51-70-94, 32/4





Suyumuz bitse kim bize su indirebilir

 
 
  Bugün 15 ziyaretçi bizimle..  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden