ŞEYH EFENDİ - Biz insanlara, bize ibadet edin, demiyoruz ki.
BAYINDIR - Siz herhalde ibadetin ne olduğunu bilmiyorsunuz. Söyler misiniz bana, mürit şeyhin yanında nasıl olmalıdır?
ŞEYH EFENDİ- Bak, şimdi sana müridin adâbını söyleyeyim de içinde ne varsa ortaya dök.
Müridin inancı şöyle olmalıdır: "Ben ancak bağlı bulunduğum şeyhim ile hedefime ulaşabilirim."
Haklı dahi görünse mürîdin üstadına itirazı haramdır.
Hz. Musa ile Hızır aleyhisselam kıssasında olduğu gibi şeyhe itiraz çok çirkindir. İtirazcının özrü kabul edilemez. İtirazdan doğan ayrılığın ilacı yoktur. Bu itirazın zararı, mürit üzerine akan feyzin kapanmasıdır.
Müride lazım olan şartlardan biri de şeyhin emrettiği şeyleri tevil etmeyerek ve geciktirmeyerek yapmasıdır. Zira tevil ve geciktirme büyük kesintiye sebeptir.
Adabtan biri de şeyhinin sevmediği hoşlanmadığı şeylerden kaçınıp, şeyhinin güzel ahlakına ve yumuşaklığına aldanıp da sevmediği şeyleri yapmamasıdır.
Şeyh müride bir şey telkin ettiğinde devamlı onunla meşgul olmalı ve kalbine hayır ve şer bir şey getirmemelidir.
Sadık müridin sermayesi sevgi ve bağlılıktır. İnatlık asasını ve muhalefet sevdasını bırakıp şeyhin emri altında sükunettir. Tarikata sevgisi ve şeyhine bağlılığı artan mürit tarikatta kalmaktan emin olur.
BAYINDIR- Yani kısaca mürit şeyhinin kölesi olacak. Hatta köleden de öte bir bağlılığı olacak. Çünkü köle efendisine zaman zaman baş kaldırır, baş kaldıramasa bile içinden homurdanır ama mürit hem içi ile hem de dışı ile şeyhin tam kölesi olacak. Şeyhin emri altında sessiz sedasız beklerse tarikattan atılma korkusu olmayacak.
BAYINDIR- Bağlılığın da bir sınırı var. Burada bütün sınırlar aşılıyor. İnsanları kendine köle eden bir tek peygamber yoktur. Böyle bir şey Kur'an'a temelden karşıdır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
مَا كَانَ لِبَشَرٍ أَنْ يُؤْتِيَهُ اللَّهُ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ ثُمَّ يَقُولَ لِلنَّاسِ كُونُوا عِبَادًا لِي مِنْ دُونِ اللَّهِ وَلَكِنْ كُونُوا رَبَّانِيِّينَ بِمَا كُنْتُمْ تُعَلِّمُونَ الْكِتَابَ وَبِمَا كُنتُمْ تَدْرُسُونَ (79)
79-"Hiçbir insanın hakkı yoktur ki, Allah ona Kitap, doğru bilgi ve peygamberlik versin, o da tutsun halka, "Allah'tan önce bana köle olun" desin. Onun diyeceği şudur: "Kitabı öğrettiğinize ve okuduğunuza göre katıksız olarak Rabb’e köle olun". (Al-i İmrân 3/79)
Diyorsunuz ki, eğer müridin şeyhine bir itirazı olursa bunun ilacı yoktur. Bunun için kölelik kelimesi de yetersiz kalır. Peki bu, şeyhe ibadet değildir de ya nedir?
MÜRİT- Bunun neresi ibadettir, Allah aşkına!
BAYINDIR- Evet sadece ibadet yok, istiâne (yardım isteme) de var. Her ne kadar günde kırk kere Fatiha suresini okuyup" (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden istianede bulunuruz." Deseniz bile söylenenlerde hem Allah'tan başkasına ibadet var, hem de Allah'tan başkasından istiane.
MÜRİT- Çok ağır bir ithamda bulundunuz. Beş vakit namazını kılan, gece teheccüd namazına kalkan, bu kadar zikirler yapan, İslam'a hizmet için müesseseler kuran bu insanları o şekilde itham edemezsiniz?
BAYINDIR- Sizi Allah'ın açık ayetlerine çağırıyorum. Beni suçlayacağınıza kendinizi düzeltmeye çalışsanız daha iyi olmaz mı? Biraz düşünseniz sizin en büyük dostunuz olduğumu kolaylıkla anlarsınız. Bana karşı çıkacağınızı ve sert tavırlar koyacağınızı bile bile düştüğünüz bu kötü durumu size göstermek için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
MÜRİT- Bunca kâfirler var, niye onlarla mücadele etmiyorsun da, Müslümanların birlik ve beraberlik içinde olmak zorunda olduğu şu günlerde bize saldırıyorsun? Bu kadar iyi işler yapan insanları yok etmekle ne elde edeceksin?
BAYINDIR- Yeryüzünde iyi işlerle meşgul insanlar çoktur. Japonların, Amerikalıların ve Avrupalıların içinde insanlığın hayrı için gecesini gündüzüne katıp çalışan insanların sayısı az değildir. Hıristiyan keşişler mala, evlilik hayatına ve dünyalıklara karışmamak ve ömürlerini sırf ibadetle geçirmek için dağların ıssız tepelerinde kurulu manastırlara kapanırlar ama itikatlarını şirkten kurtaramadıkları, Hz. İsa'yı Allah'ın oğlu bildikleri için onları hak yolda kabul edemeyiz.
İnanç çok önemlidir. İnsanın sevap namına bir şeyi olmasa da şirkten uzak bir inancı olsa ve tevbe etmeden ölse Allah bu şahsın günahlarını bağışlayabilir. Çünkü o, şöyle buyurmuştur:
"Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, bunun dışında olanı dilediği kimse için bağışlar." (Nisa 4/48)
İşte başkasına köle olmamızı kabul etmeyen Allah'ın Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve selleme emri:
قُلْ اَفَغَيْرَ اللَّهِ تَأْمُرُۤونِّي اَعْبُدُ اَيُّهَا الْجَاهِلُونَ (64) وَلَقَدْ اُوحِيَ اِلَيْكَ وَاِلٰى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكَ لَئِنْ اَشْرَكْتَ لَيَحْبَطَنَّ عَمَلُكَ وَلَتَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ (65) بَلِ اللَّهَ فَاعْبُدْ وَكُنْ مِنَ الشَّاكِرِينَ (66) وَمَا قَدَرُوا اللَّهَ حَقَّ قَدْرِهِ وَاْلأَرْضُ جَمِيعًا قَبْضَتُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَالسَّماوَاتُ مَطْوِيَّاتٌ بِيَمِينِهِ سُبْحَانَهُ وَتَعَالٰى عَمَّا يُشْرِكُونَ (67)
64-"De ki: "Ey cahiller! Şimdi bana, Allah'tan başkasına kölelik etmemi mi emrediyorsunuz?"
65- Sana da, senden önceki elçilere de şu muhakkak vahyedilmiştir: "Hele bir şirke düş; amelin kesinkes yanar ve sen kaybedenlerden olursun."
66- "Hayır; yalnız Allah'a kölelik et ve şükredenlerden ol."
67- Onlar Allah'ı hakkıyla tanıyıp bilemediler. Kıyamet günü bütün yeryüzü O'nun tasarrufundadır. Gökler O'nun kudret eliyle dürülmüş olacaktır. O, müşriklerin ortak koşmalarından yüce ve münezzehtir." (Zümer 39/64-67)
MÜRİT- Elimizdeki meallerde kulluk kelimesi kullanılıyor, ama sen onun yerine "kölelik" kelimesini kullanıyorsun. Bu yaptığın doğru mu?
BAYINDIR- Türkçe’de "kul" ile "köle" aynı anlamdadır.
Yunus Emre; Tapduk’un tapusunda kul olduk kapusunda
Yunus miskin çiğ idik piştik elhamdülillah derken “köle olduk kapusunda” demiş olur
Kul ve kölenin Arapçası abd kelimesidir. Hz. Muhammed de Allah'ın abdidir. Kelime-i şehadette “Eşhedü enne muhammedin abd-duhu ver rauluhu” Ben tanıklık ederim ki, Muhammed onun kölesi ve elçisidir.” deriz.
Yalnız Allah'a köle olup başkasına olmamak hürriyetin doruk noktasına ulaşmak demektir.
Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ile ilgili şu âyet üzerinde düşünmek yerinde olur.
"Az kalsın baskı ile seni, sana yaptığımız o vahiyden ayıracaklardı ki, başkasını uydurup üstümüze atasın. Böyle yapsaydın, kuşkusuz seni dost edinirlerdi.
Eğer seni sağlamlaştırmış olmasaydık, and olsun onlara bir parça yanaşacaktın.
O zaman biz de sana, hayatın kat kat azabını ve ölümün kat kat azabını tattırırdık. Sonra bize karşı sana yardım edecek birini de bulamazdın." (İsra 17/73-75)
Hz. Peygamber bile tehlikeye düşecek gibi olduğuna göre çok dikkat etmemiz gerekmez mi?
MÜRİT- Tamam, bunları anladık. Şimdi sen yukarıdaki ağır iddianı ispatla bakalım.
BAYINDIR- Allah'ın her peygambere söylediği şu söze bakalım: "Hele bir şirke düş; amelin kesinkes yanar ve sen kaybedenlerden olursun." (Zümer 39/64-65)
.